30 Ocak 2014 Perşembe

Bir Zeytin Ağacının Altında Dinleniyorum.



O kadar güzel ki... Her kelimesinin altını yanık bir sesle çiziyor. Sanırım midemden başlayıp boğazıma kadar uzanan bir yırtılma sürekli kendini yeniliyor. Çıkıp gitmemek için sağlam bahaneler bulmasam kesin kaybolmuştum.

Bir zeytin ağacının altında dinleniyorum
Yüzyıllık demleniyor ruhum paylaştığında elimi toprakla
Zemheri zamandan kalmış bir rüzgarın
    çılgınca debelenmesi
Ve ardından güneşi üfleyip söndürmesi muhtemel
Neyse ki zeytin ağaçları var
Neyse ki salamuraya yatmamış henüz zeytinler
Neyse ki kavanozları kırmış küçük kardeş
Herşey o kadar eski
Herşey nahvetten o kadar uzak ki
Ah! Ben ölsem şimdi
Ah! Bir ayrılık hiç tatmadığım bir ölümden daha mı az yakıcı bilsem
Ah! Bu zeytin ağaçları beni bin yıl sonraya bu türküyle anlatsa.
Olsam düşen çekirdeği
Yuvarlanıpta gitsem, bahçesini eşeleyip camından süzülsem.
Bir bahtiyarlığı bir yalanla değiştirip
Tebessümünde dökülen gamzeleri toplasam.
Bilsem,
Bu ayrılık kaç insan ömrü edecek?

Zeytin toplamaya yetiş sevgili.

Firuze

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder